hazırlanmaya başlıyorum,gözüm pencereye takılıyor...
görüntü büyüleyici...
bırakıyorum hazırlanmayı dalıp gidiyorum,şu güzelliğe...
penceremden görünen bu manzarayı seviyorum...
bu görüntüleri bölen
binalar,beton yığınları olmadığı için her bakışta mutlu oluyorum:)
sevgili minimalist ve deepblueeagle beni mimlediğinden bu yana,
evimin heryerine,
herşeye başka gözle bakmaya başladığımı farkediyorum...
*
anılarımın kodlandığı ne çok şey var...
fotoğraflar,sözcükler,şarkılar,kitaplar...
ve elbette eşyalar...
evimi döşerken,her aldığımın bir "hikayesi" olsun istiyordum...
uzun bir süreçti,ama istediğim oldu:)
kullandığım her şeyin,beni gülümseten bir hikayesi var:)
ama bir kitap...
benim için çokk özel olan bir kitap var ki...
yılı hatırlamıyorum ama 80'li yılların sonları olmalı...
içinde Abidin Dino'nun karakalem çizgileri var,
hastanede yattığı bir süreçte çizilmiş...
.
o dönem zorunlu hizmet için İstanbul'dan ayrılma dönemim...
ve gittiğim yerde sadece ve sadece bana ait bir evim olacak...
arayışlar içindeyim,evime alacaklarımı düşünüp duruyorum...
konsept mağazalar falan yok...
bildiğimiz tek alışveriş mağazası,İstiklal caddesindeki 2 katlı
çetinkaya:)
.
bu kitabı görür görmez,
sevinçle alıyorum...
içindeki çok güzel çizgilerden seçtiklerimi,
çerçeveletip bir duvarıma asmak niyetindeyim...
çok severek oturduğum o ilk evime taşınıp,yerleşince,
çıkartıyorum bu kitabı...
baştan sona,hangilerini duvara asabilirim diye,
gözden geçiriyorum...
son sayfada gördüğüm şu not...
durduruyor beni...
kıyamıyorum! kıyamıyorum!kıyamıyorum!
*
1100 baskısı var kitabın,600 tanesi türkçe...
ve biri benim:)
*
kitabı kütüphanemin en kıymetli kitaplarının arasına kaldırıyorum:)
hala duruyor...
duvarlarım mı?
çok sevdiğim başka güzellikler süslüyor onları...
çizgilerden örnekler koyamıyorum buraya...
kitapta yayınevinin uyarısı var...
.
bu "anılarınızla,anılarınızın değeriyle ve onları yüklediğiniz eşyalarla ilgili bir yazı yazmanızı istiyorum" mimini severek okuduğum syrakusa'ya paslıyorum,yanıtlamayı isterse tabii ki:)...
Çok hoş...Abidin Dino sana mutluluğun resmini çizmiş ama Nazım'a haber vermemiş,ne de olsa resim herkesin özeli...
YanıtlaSil"1100 baskısı var kitabın, 600 tanesi Türkçe...ve BİRİ BENİM"
YanıtlaSilinsanın hiç kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde bir şeye sahip olması ve "BU BENİMMM" demesi ne kadar güzel birşey değil mi?
tıpkı kendi aldığımız her eşyanın sahibi olmamız ve "BU BENİMMM" demesi gibi...
O manzara nasıl bir şey öyle. Keşke evimin önü bu kadar açık olsa, güzel şeyler görebilsem ben de :(
YanıtlaSilOnur duyarım :) tşk/
YanıtlaSilMüthiş bir manzaraydı tablo gibi...
YanıtlaSilKitapta müthiş tabi...Kıskandım :))
güzel bir yazı.
YanıtlaSilmanzara fotoları da.
Ne güzelde anlatmışsın cepaynacım yüreğine sağlık.Sevgiler, Hülya
YanıtlaSil80'li yılların sonları, Tüyap Kitap Fuarı Marmara otelinde mi kurulurdu , hayal meyal anımsıyorum. Sonra Odakule'ye geldi, şimdi maalesef Beylikdüzü'nde:(
YanıtlaSilKitabınızı çok sevdim, çok değerli bir hatıra.
Manzaraya kilitlendim, muhteşem. Çok şanslısın sevgili Cepaynası'm :) Bu kadar özel bir kitaba sahip olabilmen de harika. Kitaba da anısına da bayıldım :)
YanıtlaSilgök delinmiş gibi büyüleyici..
YanıtlaSilFotoğraflar harika...kitap'ta öyledir herhalde okumak isterdim..bu arada bende bir mim!iniz var..sevgiler..
YanıtlaSilEnder yetenek,ender insan..bu kitap zenginliğine zenginlik katmış.Mim konusu zaten bayılmayacak gibi değil..seni seviyorduk,yine sevdik..:))
YanıtlaSilGökyüzü çok güzel.Bana göre Mutluluğun fotoğrafı olmuş. Abidin dino'yu çok severim. Elleri çok özeldir.
YanıtlaSilyazılarını okumayı özlemişim, ne güzel de yazmışsın , aynı ben :D:D
YanıtlaSil